Sesle çalışan akıllı cihazların hedef kitlesinin sadece gençler olduğunu düşünüyorsanız üzgünüz ama yanılıyorsunuz. Think With Google’ın yaptığı yeni araştırmaya göre sesli asistan kullanıcılarının %37’si 1946-1960 arası doğan Baby Boomer neslinden oluşuyor.
Yeni teknolojik gelişmelerin gençlere hitap ettiğine dair bir önyargı var. Karmaşık dokunmatik ekranlar ve temas gerektiren akıllı cihazlar için bu durum geçerliliğini koruyor. Ancak yapılan araştırmalar Google Home ve Amazon Echo gibi sesle aktivasyon olan akıllı asistanlarda ise tüm bu önyargılar yıkılıyor.
Kullanımı Kolay Güçlü Bilgi Kaynağı
Orta yaş grubunun sesli asistanları yaygın kullanmasının ise birçok sebebi bulunuyor. İlki dokunmatik cihazlardaki gibi karmaşık bir sistemlerinin olmaması geliyor. Tek bir komutla aradıkları sorunun cevabını bulabiliyorlar. Telefon üzerinden kilit açıp uygulamaya girmek yerine sadece sesli bir komut ile istedikleri amaca ulaşabiliyorlar.
Aynı zamanda bu nesil sesli kişisel asistanlarını çok güçlü bir bilgi kaynağı olarak görüyor. Ankete katılanların %51’i sordukları sorulara anında cevap alabiliyor olmalarının kendilerine güç verdiğini belirtiyor. Herhangi bir konuda sordukları her soruya cevap veriyor olması ise zaten orta yaş grubu için en önemli kullanım amaçlarından biri olarak göze çarpıyor.
55 yaş üstünün sesli asistanlara bir diğer yaklaşım noktası ise sağlık ve güvenlik ihtiyacı oluşturuyor. İlaçlarını almalarını hatırlamalarında Bu açıdan ankete katılan birçok katılımcı sesli asistanını bir hayat kurtarıcı olarak nitelendiriyor.
Araştırmanın en ilginç sonucu ise olayın psikolojik boyutu oldu. Katılımcılardan biri akıllı cihazı hakkında kendisine yöneltilen soruya ”Benim için akıllı asistanım artık bir cihazdan daha fazlası, çünkü bir yıldır benimle ve her an yanımda. Günlük hayatımdaki boşluğu dolduruyor. Bugüne kadar da beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı” cevabını vermiş. Bir diğeri sesli asistanını ”elektronik akraba” olarak tanımlarken; ”arkadaşıma danıştığım her şeyi ona da danışabiliyorum” cevabı da göze çarpıyor. Aslında bu yanıtlar teknolojinin artık hayatımızda nasıl bir yer kapladığının da bir kanıtı niteliğindedir.
Pazarlamacılar Bu Fırsatı Nasıl Değerlendirebilir?
Milenyumlar ile karşılaştırıldığında ortaya çıkan en ilginç sonuçlardan biri ise Baby Boomer da dediğimiz 55 yaş üstünün; fırsatlar, promosyonlar ve satışlar hakkında markalardan bilgi almak istiyor olmaları. Bugüne kadar sesli pazarlama kanallarınızın hedef kitlesinden bulunmayan orta yaş grubunun bu eğilimini dikkate almanızı öneririz.
Tüm bu demografik farklılıkları bir kenara bırakırsak pazarlamacıların sesle yapılan aramalarda ve alışverişlerde yapması gereken ilk adım yapılan aramalardaki kullanıcı niyetini analiz etmekten geçer. Daha sonra sesli asistan aracılığıyla yapılan aramalarda ilk cevap olarak ön plana çıkacak adımlar atılmalıdır.
Yorum Yap