Yapay Zeka insan neslinin geleceği için büyük bir tehdit mi? İleride işsizlik artacak ve insanlar hiç bir şey ile uğraşmayan boş varlıklar haline mi dönüşecekler? İnsan eliyle üretilen robotlar insanlara savaş mı açacak? Yoksa tüm bunlar sadece bir şehir efsanesinden mi ibaret?
Yapay zekanın ilk etapta hayatımızı kolaylaştıracağı şimdilik bildiğimiz tek somut gerçek. Geri kalan tüm sorular ise teknoloji devi iki ismi bile karşı karşıya getirdi. Tesla’nın kurucusu Elon Musk yapay zekanın insan popülasyonun karşılaştığı en büyük tehdit olarak görürken Microsoft’un kurucusu Bill Gates ise tüm bu söylentilerin doğru olmadığı kanısında.
Yapay Zeka, Big Data ile birleştiğinde neler olabilir?
Big Data ve Yapay Zekanın birbirleriyle kombine edilerek ilerlemesi ve her sektörde hızlı bir şekilde yayılması tüm bu tehditlerin altında yatan ilk sebep olarak kabul ediliyor. Maaş ve sosyal güvenlik hakları ile bir insana aylık olarak ödenen ücreti istemeyen robotların kısa zamanda fabrikalarda insanların yerini alacağı en büyük senaryolardan biri.
Senaryo diyoruz ancak aslında bu o kadar da zor ve ütopik bir hayalden ibaret de değil. Bir örnek üzerinden gidelim. Markaların müşteri şikayetlerinin geldiği bir çağrı merkezini ele alalım. Şikayeti olan müşteri çağrı merkezini arıyor. Karşıdaki çağrı merkezi çalışanı müşteriye sorunu çözüme kavuşturacak bazı tekliflerde bulunuyor. Tüm bu konuşma sürecinde ise müşteriyi mutlu sona ulaştıran tekliflerin kaynağı big datanın ve yapay zekanın birlikte çalışmasından geliyor. Çünkü müşteri hakkındaki verileri ,yapay zeka algoritmasında birleştiriliyor. Ve tüm bu süreç müşteriye özel kişiselleştirilmiş bir teklifin sunulmasını sağlıyor. Böylece müşteri memnuniyeti artıyor.
Bu şikayet esnasında ise yapay zeka algoritması müşterinin nelerden hoşlanmadığını da anlayarak gelecek için yeni bir sistem daha geliştirebiliyor. Yani markaların hem anı kurtarıyor, hem de gelecekleri için bir yatırım daha gerçekleştiriyorlar.
Peki yapay zeka bunu nasıl yapıyor?
Geçmişte depolanan müşteri verilerini analiz ediyor ve müşterileri belirli karakteristik yapılara göre gruplara ayırıyor. Bir sorunla karşılaşıldığı takdirde ise rahatça kişiselleştirilmiş çözümler sunabiliyor. Sorunlara aynı tepkileri veren müşterilerin aynı çözümlerde birleşeceğini kabul eden yapay zeka algoritması mutlu sona ulaşmadaki en büyük adımın atılmasını sağlıyor.
Sadece insan eliyle bu derece büyüklükteki bir veri depolanması ve tüm bu verilerin analiz edilerek kişiselleşmiş bir teklifle sonuçlandırılması 4-5 dakikalık bir telefon görüşmesi süresince yapılamayacak kadar uzun bir işlem olurdu.
Bir diğer örneği de sağlık sektörü üzerinden verebiliriz. Maalesef Türkiye’de veya diğer ülkelerde hasta sayısı ile doktor sayısı hiç bir zaman istenilen oranda olamıyor. Bir doktorun günde kaç hastaya baktığı, ve her hastayla birebir ilgilenerek ona özel bir hizmet sunduğu konusunda fikir beyan etmekten bizde kaçınıyoruz. Ancak yaşanan bu sorunlara da çözümü yine büyük veri ve yapay zeka ile bulabileceğimizi düşünüyoruz. Nasıl mı?
Doktor sayısına oranlar hemşire sayısı daha fazladır. Hemşireler hastaların şikayetlerini ve tahlil sonuçlarını yapay zeka ile desteklenmiş sağlık sistemine girebilirler. Böylece hemşireler yapay zeka algoritmasının daha önceden edindiği verilerle birleştirerek hastanın sonuçlarına iyi gelecek ilaçları otomatik olarak önerebilir. Hemşirenin gerekli gördüğü noktalarda ise doktor yardımı sağlanabilecek ya da yapay zeka üzerinden başka tavsiyelerde bulunalabilecektir.
Yapay Zekaya yenilmemek için teknolojiye ayak uydur
Her iki örnekte de veri destekli yapay zekanın insan hayatına olan etkilerini çok rahat görebiliyoruz. Ama insanı bu iletişimin ve etkileşimin içinden tamamen çıkarmak mümkün müdür? Aslında bakarsanız yapay zeka bu iki örnekte de hem çağrı merkezi çalışanını hem de hemşireyi, toplayıp analiz ettiği veriler ile desteklemektedir.
İnsan popülasyonunun asıl dikkat etmesi gereken nokta ise teknolojiye ayak uydurabilmektir. İşinin en iyisi olan bir hemşirenin teknolojik gelişmelere ayak uyduramaması hatta kabaca tabiriyle teknolojiden anlamaması önümüzdeki yıllarda tabi ki onu işinden edecek bir sebep olabilir. Başka bir sektörden, lokasyon sektöründen başka açıdan bir örnek verecek olursak; yapay zeka ve veri analitiği kavramlarını birleştirerek doğru lokasyon bulunabilir ve böylece işletmeler gereksiz zarardan kurtulabilir.
Elon Musk veya Bill Gates hatta Avrupa Birliği ve İsveçli bilim adamlarını dahi karşı karşıya getiren yapay zekanın geleceği nasıl etkileyeceği tam olarak bilinmiyor. Ancak şimdiden insanlar arasında bir ihtilaf çıkardığı elimizdeki en net bilgi.
Yapay zeka teknolojisine diretmek yerine nimetlerinden yararlanmak için Maptriks firmasına iletişim kısmından ulaşıp bilgi alabilirsiniz.
[…] farklı cevap alırız. Kimisi Elon Musk gibi yapay zekanın insan neslinin karşılaştığı en büyük tehdit olarak görüyor. Kimisi ise Bill Gates gibi insan aklının çözemeyeceği zorlu problemleri […]