2017 yılında internete bağlanan nesnelerin sayısı 8.4 milyar, 2020 yılında ise dünya üzerinde 20.4 milyar nesnenin internete bağlı olması bekleniyor. Beklenen bu olağanüstü artışın sebebi ise tabi ki Nesnelerin İnterneti Teknolojisinin taşıdığı potansiyelin tüm sektörler tarafından fark edilecek olması var. IoT, aslında markalara da müşterilerinin alışkanlıkları hakkında çok değerli verileri sunuyor. Bu veriler sayesinde firmalar müşterilerinin davranışlarının, nerede ve ne zaman gerçekleştiğini analiz edebiliyor. IoT cihazlardan elde edilen veriler yöneticilerin ve sektörün yükselen trendi konuma dayalı pazarlama stratejileri açısından da büyük önem taşıyor.
Üç Yıl İçerisinde Lokasyonun Önemi Daha da Artacak
Lokasyon sektöründe hizmet veren şirketlerden biri olan Carto’nun Şubat ayında, pazar araştırma firması Hanover Research ile yaptığı ortak araştırmaya göre 200’den fazla yönetici tüketicilerin yeni davranışlarını anlamak ve yeni pazarlma stratejilerini geliştirmek ve müşteri ilişkilerini iyileştirmek için lokasyon verisinden faydalanıyor.
Araştırmada ”Lokasyon Teknolojilerinin markanızın başarısına etkili olacağına inanıyor musunuz?” sorusu da yer alıyordu. Katılımcıların %66’sı son derece etkili olacağına inanırken %78’i önümüzdeki bir yılda kendilerine etkili olabileceği yönünde cevap verdi. Yöneticilerin %85’i ise önümüzdeki üç yıl içerisinde konum teknolojisinin başarılarında etkili olacağına inandıklarını belirtti.
Yöneticiler, Analistlerden Daha Çok Lokasyona Güveniyor
Yayınlanan raporun en ilginç sonuçlarından biri ise şirket içi çalışanların lokasyon verisine olan bakış açısındaki dengesizlik oldu. Marka içi hiyerarşi göz önüne alındığında yöneticilerin pazar araştırmacılarından daha çok lokasyon teknolojisine inandığı ortaya çıktı. Ancak burada da başka bir sorun ile karşılaşıyoruz. Yöneticiler lokasyon teknolojileri ile lokasyon / konum analizinin işletmelere faydaları olduğuna inanıyorlar ancak bu teknolojiyi nasıl kullanacaklarını ve pazarlama stratejilerine nasıl ekleyebilecekleri konusunda yeterli bilgiye sahip değiller.
Şirketlerin şu an için %76’sı devlet genelinde kampanyalar yürütürken; %69’u lokasyona göre kişiselleştirilmiş kampanyalarını şehirler ile sınırlandırıyor. Oysa lokasyon verisi belirli bir mahalle hatta bir noktaya kadar daralabiliyor. Araştırmaya katılanların sadece %27’sinin bu durumdan haberi var ve böyle bir kampanya yürütüyor.
Lokasyon verileri gün geçtikçe artan bir öneme sahiptir. Ancak araştırmanın sonuçlarından da anlaşıldığı gibi maalesef günümüzde hak ettiği değere henüz kavuşamadı. Burada konum verisinin karmaşık görünen yapısının etkisi olduğu gibi teknolojiye ayak uyduramayan şirket çalışanlarının da etkisini göz ardı edemeyiz.
Günümüzdeki rekabet ortamında ayakta durmak ve markasını gelecek nesillere aktarmak isteyenler lokasyon teknolojilerini pazarlama stratejilerine eklemelidirler. Location Brain’in hazırladığı Lokasyon Teknolojilerini Kullanma Kılavuzu’nun bu konuda size yol gösterici olacağını düşünüyoruz. Ayrıca profesyonel bir yardım da almak için Maptriks firmasına iletişim kısmından ulaşabilirsiniz.
Yorum Yap